Korku +16

14-15 yaşlarındaki bi kızda durup dururken
hamilelik belirtileri başlamış:

Karnı hafiften şişkinleşmiş, kusma nöbetleri
geliyomuş, sabahları yataktan çok zor kalkıyomuş...

Fakat kız annesine ısrarla böyle bi şeyin mümkün
olamayacağını, çünkü hiç bi erkekle bu sonucu
doğuracak kadar yakın temasta bulunmadığını iddia ediyomuş.

Fakat zaman geçtikçe hem karnı büyümeye devam
etmiş, hem de diğer belirtilerde değişiklik olmamış. Annesi,
"Bu yaşta... Allahım, allahım, kepazelik bu" dese de kız hala hamile
olmadığını söylüyomuş.
Sonunda anne küçük bi kasabada yaşıyor olmalarına rağmen çıkacak söylentileri göze alarak kızını hastaneye götürmüş.
Ancak çekilen ultrasondan sonra kızın inkarlarında samimi olduğu anlaşılmış.

Çünkü karnında son derece büyük boyutlara ulaşmış bi tümör tesbit edilince şişkinliğin ve diğer belirtilerin asıl sebebi ortaya çıkmış.
Vakit kaybetmeden, apar topar ameliyata alınmış tabi.
Doktorlar rutin kabul edilen bu operasyon sırasında karnı açmışlar ve işte o an gördükleri manzara karşısında şok olmuşlar.
Meğerse tümör sandıkları şey kocaman bi ahtapotmuş.
Üstelik kıpır kıpırmış da hayvan, yani canlıymış.
Olayın aslı sonradan anlaşılmış. Kız üç-dört ay önce ailesiyle
birlikte okyanus kenarındaki bi kasabada tatil yapmış.
Ahtapot yumurtaları da mikroskobik boyutlarda olurmuş ve bunlardan
doğal olarak okyanus sularında milyarlarca varmış.
Kız muhtemelen yüzerken yuttuğu sularla beraber
bu yumurtalardan da indirmiş mideye. İşte
bunlardan biri de, milyonda bir görülecek biçimde de olsa, kızın vücudunun
içinde yaşamayı, hatta büyüyüp gelişmeyi başarmış...

otostopçu hayalet


Adamın biri, bi cumartesi gecesi evine dönüyomuş. Birden 15-16 yaşlarında sevimli bi kızın yolun kenarında otostop yaptığını görmüş. Adamın da aynı yaşlarda iki kızı varmış. Hemen arabayı kızın yanına yanaştırmış, “Gece yarısı böyle ıssız bir yerde napıyosunuz Allah aşkına? Bu saatte otostop mu yapılır?” demiş. Kız, “Uzun hikaye. Rica etsem beni evime götürür müsünüz?

Buraya çok yakın. Bu iyiliğinizi ömür boyu unutmam” diyerek arka koltuğa oturmuş. Kızın üzerinde cicili bicili, hoş bi elbise varmış. Evinin adresini vermiş. Gerçekten de yakınmış ev. Adam eve vardığında önünde durmuş, “İşte geldik küçük hanım” diyerek arka koltuğa dönmüş ama arkada hiç kimse yokmuş. Gözlerine inanamamış tabii. Hemen arabasından inip evin kapısını çalmış. Beyaz saçlı, çok yorgun görünen yaşlı bi kadın açmış kapıyı. Adam heyecanla, “Bana inanmayacaksınız ama yoldan küçük bi kız aldım. Bana buranın adresini verdi ama tam geldiğimizde…” Yaşlı kadın adamı susturmuş, “Biliyorum, biliyorum” demiş, “Sonra da ortadan kayboldu dimi? Bu başımıza ilk defa gelmiyor. Her cumartesi akşamı aynı şey olur…” Meğer kız bir cumartesi gecesi diskodan dönerken trafik kazası geçirmiş ve oracıkta ölmüş. Şimdi her cumartesi gecesi kazada öldüğü yerden otostop yapıp evine gelmek istiyomuş ama bunu bugüne kadar başaramamış. Kadın bunları anlatırken adamın gözü piyanonun üzerindeki kızın fotoğrafına ilişmiş. Evet, kız aynı kızmış ve üzerinde de aynı elbise varmış..

Babam Seyrediyor!

Ortaokulda okuyan ve kısa bir süre önce annesini kaybeden genç,babasıyla
birlikte yaşıyordu.

Babasıyla aralarında çok güzel bir dostluk vardı.Genç
okulun futbol takımındaydı.Takımdaydı ama, ufak-tefek yapısı ve
tecrübesizliği sebebiyle hoca ona bir türlü maçlarda görev vermiyordu.


Bu yüzden her zaman yedek kulübesinde otururdu.
Buna rağmen babası hiçbir maçını kaybetmez ve her zaman ayağa kalkar
tezahürat yapardı.

Liseye başladığında yine sınıfın en sıska öğrencisiydi.Fakat babası onu hep
futbol oynamaya
teşvik etti;bununla birlikte,eğer istemezse oynamayabileceğini de
belirtti.Delikanlı futbolu
seviyordu ve takımda kalmaya karar verdi.Her idmanda elinden geleni yapıyor
takımın as
oyuncusu olmaya gayret ediyordu.Ama sürekli yedek kulübesinde oturmaktan
kurtulamadı.

İnançlı babası tribünde her zaman ki yerini alıp oğlunu
desteklemek için tezahürat yapmaya devam ediyordu.

Genç üniversiteye başladığında futbol onun için önemini kaybetmeye yüz
tuttu,ama yine de
elinden geleni yaptı.Herkes onun okul takımına giremeyeceğinden emin olsa da
o bunu başardı.
Takımın antrenörü onu listeye dahil ettiğini,Çünkü her idmana yüreğini
koyduğunu ve takımın
diğer üyelerini de şevke getirdiğini itiraf etti.

Takıma girebildiği onu o kadar
heyecanlandırdı ve sevindirdi ki ,soluğu en yakın telefon kulübesinde aldı
ve babasına müjdeyi
verdi.Onun bu başarısına sevinen baba mutluluğunu paylaştı ve kendine
maçların sezonluk
biletlerini göndermesini istedi.

Üniversitede dört yıl boyunca hiçbir idmanı kaçırmayan genç,ne yazık ki
hiçbir maçta oynayamadı.
Futbol sezonunun sonlarına doğru,büyük bir eleme maçının idmanı için sahaya
çıkmaya hazırlanan
gencin yanına, elinde telgrafla antrenörü geldi.Delikanlı telgrafı okuyunca
ölüm sessizliğine
büründü.Güçlükle yutkunarak hocasına şunları söyledi

"Bu sabah babam ölmüş izninizle bu gün idmana gelmesem?"

Hocası onun şefkatle boynuna sarıldı ve"bu
hafta dinlen evlat" dedi.Ve cumartesi günkü maçada gelmeyi aklından
geçirme."

Cumartesi geldi çattı,ama okul takımının durumu hiçde iyi değildi.Maçın
sonlarına doğru sessizce bir
kişi soyunma odasına girdi,formasını ve futbol ayakkabısını giyip sahanın
kenarına çıktı.

Babası ölen ufaklıktı bu!

Antrenör ve oyuncular bu azimli arkadaşlarını bu kadar kısa sürede tekrar
aralarında görmekten son
derece şaşkındılar..

Hocasının yanına giden genç "Lütfen izin verin oynayayım" dedi.

"Bu gün oynamak zorundayım."

Hocası önce onu duymamış gibi davrandı.Böylesine zor bir eleme
maçında takımının en kötü oyuncusunu sahaya çıkarmasına imkan olmadığını
düşünüyordu.Ama genç o
kadar ısrar etti ki,sonunda ona acıyan hocası razı oldu:"Peki,oyuna
girebilirsin."

Gencin oyuna girmesinin üstünden çok geçmemişti ki,hem hoca,hem oyuncular
hem de arkadaşları
gördüklerine inanamadılar.Daha önce hiç oynamamış bu meçhul ufaklığın her
hareketi harika,attığı
her pas isabetliydi.Karşı takımın oyuncuları onu durduramıyordu.Koşuyor pas
veriyor, savunmaya
geçiyor ve maçın yıldızı gibi parlıyordu.Sonunda gencin takımı aradaki farkı
kapattı,nihayet atılan
gollerle de beraberliği yakaladı.Ve son saniyelerde
ufaklık topu tek başına sürükleyip herkesi geçti ve galibiyet golünü
attı.Maç bitmişti,okulun taraftarları sevinç çığlıkları atıyor,arkadaşları
ufaklığı omuzlarında taşıyordu.

Seyirciler stadyumu terk ettikten,oyuncular duşlarını alıp soyunma odasına
boşalttıktan sonra,takımın
hocası ufaklığı bir köşede tek başına sessizce oturduğunu fark etdi.Yanına
gidip "Evlat,inanmıyorum.
Bu gün bir harikaydın" dedi."sana ne oldu bunu nasıl yaptın anlat bana
"dedi.
Hocasına bakan genç gözleri dolu dolu şunları anlattı:
"Babamın öldüğünü biliyorsunuz.

Peki onun gözlerinin görmediğini de biliyor muydunuz?"

Delikanlı güçlükle yutkundu,Gülümsemeye çalıştı.

"Babam bütün maçlara geldi.Çünkü görmediği halde beni desteklemek istiyordu.
Ve ilk defa
bu gün beni görebilirdi.

Ben bu fırsatı kullanmak ve oynayabildiğimi ona
göstermek istedim!!!!!"((

4 yaşındaki çocuğun hikayesi...

Yeni evli bir aile evine yeni bir koltuk takımı alıyor...4 yasındaki çocukları da kibritle oynarken koltuk takımının başını yakıyor bunu gören anne baba cocugu azarlıyor babası diyorki' ben buna ceza vericem böyle alışmasın diyor ellerini bağlıyor tuvalete kilitliyor ...

Aradan 1 saat 2 saat geçiyor derken kapı çalıyor ve komşuları geliyor , Oturup konuşuyorlar felan komşuları çocuğunuz nerde diyor.Adamın karısı babası ona ceza verdi yeni koltuk takımını yaktı diye diyor.komşusu da hemen olurmu öyle şey cıkarın çocuğu oradan yazık felan derken tuvaletin kapısını açıyor ve çocuğu yerde bayılmış bir şekilde buluyorlar ellerini cozup hemen hasteneye götürüyorlar ..

Doktor diyorki cocugunuzun eli kangren olmus ellerini kesmek zorundayız çocuğun eli kesiliyor ve bezle sarıyorlar..Aradan 2 3 hafta geçiyor ve yemek yerken cocuk babasına diyorki babacım ben oyuncaklarımla oynamayı cok özledim bir daha kibritle oynamıyacam doktor amcaya söylede elimdeki sargıları çözsün oyuncaklarımla oynayım diyor babası resmen kahroluyor o acıya dayanamıp bir bıçak alıp odasına gidiyor kalbine saplıyarak intihar ediyor.


 


 
Bugün 5 ziyaretçi (8 klik) kişi burdaydı!
http://forumhiz.benimforum.org Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol